YALNIZ KALMAKTAN KORKUYORUM !!!

Niye, yalnız kalmaktan korkarız? Ne cevap verirsek verelim temelinde “kendimizi yeterince sevmeme” yatıyor. “Ben” hazinesinin değerini bir bilsek, ben’ le vakit geçirmek özellikle tercihimiz haline gelecek inanın.

Yaşam yolculuğumuzda, bizi engelleyen duvarlarımızı bir, bir yıkarak olmak istediğimiz, yapmak istediklerimiz ve ulaşmak istediğimiz her şeye, hedeflerimize varabileceğimizi göreceğiz. İşte bu engellerden biri de: YALNIZ KALMA KORKUMUZ. Bu korkuyu büyütmek, beslemek bize nelere mal oluyor önce bunları bilmekte fayda var.

Yalnızlık korkusu; bizi yaşama karşı korkak bir tutum içine sokar, pasifize eder. Suni kalabalıklarla oyalar. Sahici olmayan arkadaşlıklar ve sözde dostluklar kurdurur. Bizi her kese ve her şeye uyumlu olmaya zorlar. Sürekli kaybetme korkusu yaşattırır. Katlanacaksın! der. “ Çöl ortasında Ağaç olmak istemiyorsan, ormandaki fidan olmaya razı ol!” der. Bizi baskılar, yalan söyletir. Yapmak istemediklerimizi yaptırır! Zoraki ğüldürür, içten ağlatır. O, bu, şu ayırmayacaksın ve sana uysa da uymasa da herkesi çekeceksin der!

Daha neler, neler der… değil mi? Ve sonunda bizi kalıcı yalnızlığa terk eder. Bizi kendimize bile yabancılaştırarak, kendimizi terkettirir.

Bir danışanım; “yalnız kalma korkusunu” benim Suni dediğim sosyal bir çevreyle kamufle etmeye çalışıyordu. Öylesine mutsuzdu ki; sırf bu korkuyu bastırmak için katlandığı insanlar ve onlara harcadığı emek, zaman onun kendi adına neredeyse hiçbir şey yapmasına izin vermiyordu.

Bir tatile gidilecek olsa; onun tercih ettiği yer değil, sözde arkadaşlarım dediği grubun kararı uygulanıyor ve oraya gitmek istemese de sadece “yalnız kalmak” ya da “yalnız tatil yapmak” korkusuyla onlara uyum sağlıyordu. İçinde bulunduğu bu ortam ona neler hissettiriyordu? Mutlu muydu? Korkusunu yeniş şekli doğru muydu? Yaptığı imgeleme şuydu: “Kendimi okeyde dördüncü gibi hissediyorum!” Yani?? Üç kişi bankodur eğer dördüncü kişi yoksa “bari sen gel” durumu!

Bu imgeleme, dürüstçe cevap verirsek, bir dönem hepimizin hissettiği gerçek. Ne acı değil mi? Asıl acı olan bu ve benzeri durumları bizim yaratıyor olmamız! Biz izin veriyoruz “Bari gel!” durumuna. Okeyde dördüncü olmaya. İstemediğimiz o tatili yapmaya !!! Niye? “yalnız kalmaktan korkuyorum” Arkadaşlarımı, dostlarımı, çevremi kaybetmekten korkuyorum. Ya da daha dürüst olalım: “Ben ‘le baş başa kalmaktan” korkuyorum.

İlk yazımı hatırlayın lütfen. Ve sonrakilerini de, her yazımın sonunda …. Ne diyoruz? “Yaşam sensin… ve koşulsuz kendini sevmelisin” BEN’ i sevmelisin. Seni son nefesine kadar terketmeyecek.

Gerçek anlamda iyi ve kötü günde senin yanında olan, gerçek yol arkadaşını sevmelisin. Ben’le kalmaktan zevk almalı, yaşamının her anının tadını önce onunla çıkarmalısın. Ben’le tatile çıkmanın, yemek yemenin, sinema ya da tiyatroya gitmenin keyfine varmalısın. Hem “Ben”, sana kapris yapmaz, tehdit etmez, seni incitmez, zorlamaz, korkutmaz. “Ben” seni yalnız bırakmaz!

“Ben” le vakit geçirmenin o muntazam gücünü gördüğünde, kendini de çok güçlü hissedeceğin bir gerçek. “Yaşamda BEN de varım” demenin o inanılmaz motivasyonu seninle olacak.

Hedeflediğin her ne olursa olsun, ulaşma yolunda seni engelleyen tutumlardan birini ortadan kaldıracak: “Yalnız kalma korkunu”

Bir önceki yazımda “hayır” demenin gücünün farkına varıp, hayır’ ın içindeki hayrı görme farkındalığı kazanmıştık. Eğer hayır! demeye başlamışsak zaten büyük ölçüde “yalnız kalma korkumuzu” da yavaş yavaş ortadan kaldırmaya başlamışız demektir. “Hayır, o yeri daha önce gördüm ya da gitmek istediğim bir yer değil. Ben …. gitmek istiyorum, katılmak isteyen olursa sevinirim, ama tercih meselesi şimdiden iyi tatiller….”

“Arkadaşlığın bana zarar veriyor, zorlamanın bir anlamı yok, ikimiz için de buraya kadarmış…” “Benim düşüncem sizinkinden biraz farklı. Doğru olduğuna inandığım şeyi elbette ki çekinmeden söylüyorum …”

Bu ve benzeri örnekler ne diyorlar? “Yalnız kalmaktan korkmuyorum. Kendimle çok mutluyum. Ben’i çok seviyorum. Ben, yaşam yolculuğuma devam ederken, tüm isteklerime ulaşıyorum. Kendimi koşulsuz seviyorum.” Tek kişilik dev bir orduyum, her şeyi başaracak güçteyim. Asıl yalnızlık suni kalabalıklardır ve yaşamımda onlara artık yer yok!

Elbette yaşamımda arkadaşlarım ve dostlarıma yer var; ama “Hadi gel bari!” türünden değil, yaşam yolculuğumda beni tıkamayan ve destek olan türden.

Unutmamanı istediğim bir şey var; sen kendine nasıl davranırsan, yaşamda sana öyle karşılık veriyor ve eğer senin yaşam yolculuğunda, hedeflerine doğru ulaşmanda engellerinden birinin “yalnızlık korkusu” olduğunu düşünüyorsan; “Ben, kendimle mutluyum, kendimi koşulsuz seviyorum” cümlesini ya da kendin kuracağın bir olumla ma ile 21 günlük değişim ve gelişim takvimini uygulamaya koyabilirsin.

Lütfen, sende; mail yoluyla ya da instagram dan veya sitemin sonunda ki iletişim kısmından kendi tıkanmışlıklarını yazarak bana ulaşabilirsin. Belki bir sonraki blog yazım bu konu üzerine olur.

Ayrıca kanalıma üye olman, yorumlarını bana iletmen iletişimimizin sürekliliği için çok önemli.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…

Unutma!

YAŞAM SENSİN VE KOŞULSUZ KENDİNİ SEVMELİSİN! 

Randevu İçin